Mağlubiyet öncesi son çağrı

Boris Johnson, Muhafazakarların Margaret Thatcher'dan bu yana sahip olduğu en büyük propaganda ustası. Her ne kadar İşçi Partisi için "ezici çoğunluğu"na ilişkin sandıktan çıkabilecek olası zafer hakkında köpüren söylemlere rağmen seçim kampanyasının onsuz ne kadar sönük geçtiğini vurgulamak gerekir.

The Telegraph’ın yardımcı editörü Gordon Rayner mevcut başbakan Sunak’ın çağrısıyla salı günü gerçekleştirilen mitingi kaleme aldı. Mitingde Sunak’ın halefini doğrudan eleştirmediğine dikkat çeken Rayner, Johnson'ın ise orijinal çekiciliği sayesinde lider olarak geri döneceğine dair konuşmaların hiç bitmediğini yazdı.

"BU YETKİ BANA FAZLA"

2022'de Downing Sokağı’ndan ayrılırken, halkın talebi olsa da tekrar partisine liderlik etmek üzere geri dönmeyeceğini anlatıken kendini Roma lideri Cincinnatus'a benzetti. Tıpkı Cincinnatus gibi “bu kadar yetki bana fazla” demek istedi ancak onu iyi tanıyanlar, geri döneceğine eminlerdi.

Salı günkü mitingde coşkulu tezahüratlar, Johnson'ın popülaritesinin bir siyasi partiye liderlik etmeyi veya partiyi yeniden canlandırmayı düşünen herkes için tehlikeli derecede düşük olduğu gerçeğini maskeledi.

Bu mitingi Sunak'ın geçen hafta Johnson'a son anda teklif ettiği, mücadeleye katılıp katılmayacağını sorduğu ve son anketlerden haberinin olup olmadığı şuan için önemsiz. Ancak elindeki zarlarla son atış için hazırken, Sunak’ın Boris Johnson’dan şans istediği artık net bir gerçek.

KİMİN REYTİNGİ DAHA YÜKSEK?

Johnson, en azından seçmenler arasında Sunak'tan biraz daha iyi bir reytinge sahip, ancak günün sonunda her iki isim de derin bir mağlubiyet hikayesi yazmaya başlayacak.

Öte yandan reformist politikalara oy vermeyi planlayanlar arasında Sunak ile kıyasla Johnson'ın ezici bir üstünlüğü var. Ama sonuçta, Muhafazakarların oyları için mücadele ettiği seçmenler sağın oyları bölerek İşçi Partisi'ne düzinelerce sandalye daha alma şansı verecek.


Ancak anketler, halkın Johnson'ın Partygate skandalını unuttuğunu göstermiyor ve seçim kampanyasından son dakikaya kadar uzak kalması, seçmenin onu özlemesine neden olmaktan çok popülaritesine zarar verdiğini gösteriyor.

Savanta Araştırma Şirketi'nin direktörü Chris Hopkins konuya ilişkin şunları söyledi:

- Sadece Rishi Sunak'ın değil, Boris Johnson ve Liz Truss'ın da kampanya boyunca net beğeni oranındaki önemli düşüş, halkın Muhafazakar Parti'den bıktığını, tek bir birey ya da lider istemediğini gösteriyor.

- Üçü de cuma sabahı kaçınılmaz görünen sonuçtan paylarına düşen sorumluluğu almalı. Boris Johnson'ın geç müdahalesinin Muhafazakar Parti koltuklarını kurtarabileceği fikri, partisinin içinde bulunduğu konumdan onun da suçlu olduğu gerçeğini unutturmamalı.


COVID-19 KISITLAMALARI SIRASINDAKİ HATALAR UNUTULMADI

Johnson’ın 2020'deki Covid-19 kısıtlamaları sırasında patlak veren Partygate skandalı olmasaydı her şey bambaşka olabilirdi. Çünkü pandemi öncesinde Muhafazakar seçmenlerin %79 ve İngiltere’deki tüm seçmenlerin net %15'i onu destekliyordu. Ocak 2022'de Downing Sokağı'ndaki karantinayı bozan bir partiye katılmasının ardından gelişen süreç Johnson’ın seçmenin affedemeyeceği bir skandala imza atmasına neden oldu hem de parlamentodan özür dilemesine rağmen.

Johnson'a muhalif çok sayıda isim, onun en büyük zayıflığının nerede olduğunu biliyor. Anketler ve kamuoyu araştırmaları skandallar zincirinin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen Johnson’ın itibarına büyük bir yara bıraktığını gözler önüne seriyor. Ve eğer geri dönmeye çalışırsa düşmanları bu yarayı tekrar kanatmaya hiç olmadığı kadar hazır.